Tüm bunca üzüntülü günler yaşamamıza rağmen hiçbir zaman bu dünyada kaos sürekli olmaz.
Çünkü her kaosun arkası düzendir!…
Bunca kaosa rağmen daha fazlası da olabilir diyen kötümserlerin seslerini duyar gibiyim ama çark böyle çalışmıyor. Bizim düşündüklerimiz ya da bazı kurguladıklarımıza evren ters tepki veriyor. Bunu anlamamız ve akışı da görmemiz ve yaşamamız gerekiyor. Evrenin gözümüze soktuğu bazı şeyleri görmezden geliyor ya da algılama sorunu çekiyoruz. Oysaki ilahi düzen ilerlemeye devam ediyor.
Sürekli bir yaşam çizgisi yok hayatta. Yaşam inişli çıkışlı bir sinüs eğrisi gibidir. Hiç kimse mükemmel olmadığı için sürekli bir yükseliş yaşayamaz. Bir üstün çıkar sizinle rekabete girer ve tüm planlarınız alt üst olabilir. Demek ki evrende hiçbir şey kalıcı değil ve değişime tabi.
Peki böyle bir durumda bizler neyiz?
Kendi kazandığımız yeteneklerimiz ve eğitimimiz bizi bir yola doğru götürür ve kendi oluşturduğumuz egomuz ve hırslarımız ve beğenilerimiz çerçevesinde bir yaşama sahip oluruz. Sürekli başarı da olamayacağına göre de zaman zaman tökezleriz ve tecrübe kazanırız. Bir üst seviye gördüğümüz yere ulaşmak için de sürekli çabalar dururuz.
Bu hem iş hayatımıza hem de sosyal hayatımıza, evliliğimize tesir eder sürekli. Kimi zaman aile yönlendirmeleri baskıları, mahalle baskıları bizim gerçekte kendimize biçtiğimiz değerlerden ve olmak istediğimiz yerden bizi uzaklaştırabilir. Ama buna sebep olan da bi zati kendimiziz. Birçok faktör ve etmen, kişiler kendimize biçtiğimiz hayat yolculuğunda bizim gerçekte varmak istediğimiz noktadan uzaklaştırabilir. Kulağımız açık olmalıdır ama beynimizin sorgulama ve hakikate ulaşmadaki yeteneklerini harekete geçirmeli ve araştırmacı olmamız gerekiyor.
Çevrenizde birçok sizi aşağıya doğru çekip sizin üzerine çıkmayı hedeflerken siz en azından statünüzü korumak ve zarar görmemek için de bir sürü enerjinizi boşa harcıyor olabilirsiniz. Halbuki bunun yerine akışa bırakmak ve kendinize odaklanmak size daha faydalı olabilir ve lüzumsuz güç harcamamış olabilirsiniz.
Herkes hedeflerine ulaşmak için bir yola çıkmışken hiçbir şey düşünemiyorsanız bile başarı öykülerini okuyup beğendiklerinizi hayatınıza kopyalasanız da bir noktaya varabilirsiniz ama az, ama çok… Fakat bu bile görecelidir ve tatmin noktasının nerede durduğuna bağlıdır.
Umut yoksa hayal yoksa hedef de yoktur başarı da… Moral ve motivasyon gücü de zarara uğrar!
Bugün bulunduğumuz nokta belki çok zorluklar ve hayal kırıklıkları ile dolu olabilir. Ama bunları yaşamak bize yeni yetenek ve tecrübeler de katar aslında şer gördüğümüz bazı şeyler de bizim hayrımızadır. Bunun bilinç seviyesine ermek bizi çizmiş olduğumuz yaşam çizgimizde bazı kavşakları geçmemize ve bazı değişik yollara sapmamız konusunda da bize rehberlik eder.
Yanlış almış olduğumuz kararlardan dönmek ve kendimizden özür dilemeyi becerip öz eleştiriye açık olmamızda bizi yüceltebilir. Demek ki hep doğru kararlar alamama ve hata yapabilme özgürlüğümüzün olduğunu da fark edip özgüvenimizi de zedelememiz gerekiyor. Ülkemizin şu an içinde bulunduğu pozisyon bile bizim yepyeni bir seçime ve yeni yaşam koşullarımızın oluşmasına sebep olacak.
Burada bizim yapmamız gereken de her ne durum oluşursa oluşsun daima kaosun arkasının düzen olacağına inanarak özgüvenli bir biçim de eskisinden daha çok çalışarak iyiye ve güzele erişeceğimiz inancımızla hareket etmektir…!
Benim her şeyin eksisinden de güzel olacağına inancım var. Ya sizin?
Tüm okurlarıma güzel bir yaşam ve sağlık dileklerimle saygılarımı sunuyorum…
Yarınınız dünden güzel olsun ve tüm fırsatlar önünüze yığılsın….