NECATİ KARATULUK YAZDI
Siyasi geçmişimi bilmeyen yok…
Pazar günü herkes gibi ben de sandığa gidip, irademle oyumu kullanacağım…
Ama bu köşe, objektif, demokratik, laik kimlikleri ile yaşamaya çalışan bir gazetenin köşesi…
Buradan, seçime saatler kala ‘Kurnaz’ siyaseti yapmayacağım, düşüncelerimi, gözlemlerimi yazacağım…
Öncelikle Cumhur İttifakı ile ilgili görüşlerimi naçizane paylaşmak istiyorum.
Recep Tayyip Erdoğan:
21 yıldır Türkiye’yi yönetiyor… Nasıl bu kadar uzun süre iktidarda kalabildi? Önce buna bakmak gerekir!
Her seçim yeni bir strateji belirliyor Sayın Erdoğan…
Erdoğan’ı takdir etmemek mümkün değil. Eline mikrofonu aldığında toplumun büyük çoğunluğunu etkiliyor.
Çünkü aynı dili konuşuyor.
Geçmişte rakipleri siyasetçiler değildi. 28 Şubatçılardı. Çevik Bir başta olmak üzere 28 Şubat’ın içinde olan ne kadar üst rütbeli varsa hepsini bertaraf etti.
Sorun ne ise müdahale etti.
Hassas konu başörtüsü yasağı idi.
Şu anda serbest…
Kürtçe TV, şehir hastaneleri, yollar, tüneller, hızlı tren, barajlar… Dağları delerek milletle buluşturdu.
Antalya Orman Yangını, Bartın-Kastamonu seli, Malatya- Elazığ depremi, Pandemi dönemi ve Asrın felaketi…
Birçok stresli, sıkıntılı, tüm dünyanın zorda kaldığı zamanlarda bile maaşlar yattı. Yasaklarda hayat devam etti, çarklar döndü.
Çok iyi anlatıyor Sayın Erdoğan, bana göre sokağa hakim.
Devlet Bahçeli:
Her cümlesi, seçmene öğüdü hep gerçekleşmiştir. MHP’nin efsane lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’ten gelen gelenektir hep devletin yanında olmak.
1997 yılında Sayın Bahçeli Genel Başkan olduktan bugüne aynı çizgide devam etmiştir. Tüm eleştirilere rağmen, kendi içindeki camianın homurdanmalarına bile göğüs gererek 15 Temmuz’dan sonra Erdoğan’a desteğe devam etmektedir. Camiayı bilen biri olarak geçmişteki sloganlarımız olan “Ya Karabağ Ya Ölüm!”, “Karabağ Türk’tür, Türk kalacak” dediğimiz günlerden bugüne çok şükür özgür bir Karabağ var artık…
Yine sloganlarımızdan “Türk Birliği ve Tüm Dünyadaki yaşayan Türkler’in özgürlüğü’’ için verilen mücadeleler…
Güneydoğu’da terör örgütleri ile müzakere değil mücadele edilmesi. Şükür FETÖ’nün sıfıra inmesi…
Devlet Bey’in her seçimde söylediği ‘önce ülkem sonra partim’ düsturu camia içerisinde ve her vatandaşımızda karşılık buluyor.
Kemal Kılıçdaroğlu:
Kişilik olarak on numara, dürüst…
Akçeli işlerle işi olmaz…
Altılı Masa’nın mimarı…
Ama bana göre olmamalıydı…
Yani tek başına çıkmalıydı milletin karşısına…
Masadan kalkmalar, Sadullah Ergin’in adaylığı eksi yazdı hep…
Son zamanlarda söylemleriyle bir kıpırdanış gösterdi…
Ama bu hamleler kazanmaya yetecek mi pazar akşamı göreceğiz…
Meral Akşener:
Altılı Masa’nın ikinci büyük partisinin lideri…
Kalkışıyla büyük bir hata yaptı…
Sonra anladı ki hata çok büyük ve döndü…
Dönüşündeki hamleyle, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı ‘Oyuna’ dahil etme stratejisiyle hatasını telafi etmeye çalıştı…
Tuttu mu tutmadı mı göreceğiz…
Muharrem İnce:
2018’in parlayan yıldızı…
Ama aradan geçen 5 yılda kırılan kalpler, zayıflayan umutlar eşliğinde gireceği 2023 seçimleri…
Cumhur ve Millet İttifakları’ndan sonra en çok konuşulan isim…
Böler mi, etkiler mi, dengeyi bozar mı? Göreceğiz…
Sinan Oğan:
Siyasetin eski sayılabilecek bir ismi…
Tabanı var mı? Etkisi olacak mı? Bilmiyoruz…
Milliyetçi görüşü, oy devşirmeye yarayacak mı kestiremiyoruz…
Bu soruların tümüne pazar akşamı yanıt bulacağız…
Sonuçta 50 milyonu aşkın bireyler olarak görevimizi yerine getirecek ve oyumuzu kullanacağız.
Şunu iyi biliyorum ki; kim kime oy atarsa atsın, pazartesi günü yine 85 milyon olarak kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz…
Bu ülke bizim, bu Türkiye bizim sevdamız…
Sonuçları da hepimize hayırlar getirsin…
Pazar günü seçim heyecanının yanında bir başka heyecan da yaşayacağız…
Cennet ayakları altında dediğimiz annelerimizin günü…
Değerli annelerimizi her şeyin üstünde tutmamız dileklerimle…
Anneler gününüz kutlu olsun, her gün analarımızın olsun.