Denizin mavi sularında dans eden ördeklerden bahsediyorum, evet. Hani zarif süzülüşünü keyifle takip ettiğimiz su kuşları… Suyun üzerindeki rahat salınışlarını izlerken aslında suyun altında ayaklarının ne kadar çaba sarf ettiğini görmüyoruz değil mi? İşte sosyal medya da böyle bir yanılsama sunuyor bize. İnstagramda görüp “millet nasıl eğleniyor be, biz de evimize mühürlendik cık cık” diye hayıflandığımız şıkır şıkır, fıkır fıkır hayatlar çoğu zaman bir yanılsamadan ibaret oluyor.
Demem o ki, yaşamın dışardan mükemmel göründüğü ancak içeride o kadar muhteşem olmayan durumlar için kullanılıyor bu “Ördek Sendromu” Sosyal medyaya yansıyan mutlu, huzurlu görüntülerin perde arkasında çoğu zaman sıkıntılı hayatlar gizlenmiş olabiliyor. Aslında bir bakıma herkes haklı. Kim ister ki Müslüm Baba’nın “kaç kadeh kırıldı şu sarhoş gönlümde şarkısını dinlerken salya sümük ağlayan görüntüsünü paylaşmak. Fakat o kadar bağımlıyız ki bu sosyal medyaya, Baba “unutamadımmmm” diye haykırırken bizler, gözyaşlarımızı elimizin tersiyle siler, dudağımızdaki ruju tazeler gözyaşımızın verdiği ışıltılı bakışlarımızla kameraya gülümseyerek happy hours pozu veririz. Ruj dediysem yanlış anlaşılmasın arkadaşlar, erkekler de bu şov dünyasının içinde. Onlar da gözyaşı silmez, ruj sürmez de ne bileyim, yüzündeki buruk ifadeyi maskeler, elinde kadehiyle hayat devam ediyor pozu keser mesela. Çünkü Show must go on!
Tamam, bu kadar yermiyorum bu durumu. Hepimiz içindeyiz bu illüzyonun sonuçta. Tabi ki çevremize başarılı profiller çizmeye çalışıyoruz. Yetenekli yönlerimizi ön plana koyup, mutlu, alımlı taraflarımızı paylaşıyoruz. Bence bunda bir sıkıntı yok. Önemli olan kendimizi olduğumuzdan farklı göstermemek. Hayatımızı mükemmel göstermek için çaba harcamaya gerek yok. Kimse suyun üzerinde rahatça kayıp giden ördeğin suyun altındaki o çabasını görmüyor. Ama ördek biliyor. Önemli olan da ördek zaten, onu izleyenler değil. Çünkü dünyamızın merkezinde kendimiz olmalıyız.
Kısacası kendinizi diğerlerine bakarak yetersiz ve boşa kürek çekiyor hissetmeyin. Çünkü bu sosyal medyanın filtreleme özelliğinden geliyor. Paylaşımın ne kadar beğenilmiş almış, ne kadar yorum almış gibi istatistikler de seni ancak birkaç saat mutlu eder. Fakat kendini sevip, olduğun gibi kabul edersen ömrünün sonuna kadar huzurlu kalırsın. Bu bağlamda “Mantık seni A noktasından B noktasına götürür, halay ise her yere” diyen Mahmut Tuncer abimize de selam olsun ama ona kanmayalım diyorum ben. Çünkü karşıki dağlar cenderme cenderme…
