Her seçim bir vazgeçiştir

Yazar :

“Hep denedin. Hep yenildin. Olsun. Yine dene. Yine yenil. Daha iyi yenil…” Samuel Beckett

Yüzyılın seçiminin öncesinde bir seçim yazısı yazmak istedim. Ama bu yazı ne o aday ne bu aday ne de kime neye hizmet ettiği belirsiz adayları anlatacak ne de havada uçuşan anketleri. Ne sürpriz listeleri, ne de mesleği sorulduğunda “siyasetçi” diyecek kadar geçimini siyasetten sağlayanları.


“Seçim” için,birden fazla seçeneğiniz olması gerekir. İşte o zaman da sorun başlar. Birini alıp, diğerini bırakacaksınızdır.

Seçim yapmak insanı mutlu eder. Çünkü seçebilecek olmak, özgürlüktür.Günümüz toplumunda ne kadar çok seçenek varsa, o kadar mutsuz oluyoruz.Seçim kuramında fırsat maliyeti diye bir kavram var. Seçmediğimiz şeyin değeri ne kadar büyükse, seçtiğimiz şeyin değeri o kadar azalır. Seçmediğimiz şey kafamızı ne kadar çok meşgul ederse, seçtiğimiz şey bize o kadar haz vermez. Doğrusu, seçimimizden emin olmamız, diğerini de geride bırakmamızdır.

Dr. W. Owyer’ “Hayatımız yaptığımız tercihlerin toplamıdır” der.

Tabii,  bahsettiğimiz seçimler  Urla’ bağyolunda veya bir restoranda şarap seçimi, mağazadaki tişörtün rengi veya tatile gideceğimiz yerin seçimi değil.

Yaşamımız boyu yaşadıklarımız deneyimlerimiz ve önceki seçimlerimiz bize her seçimde bir şeyler dayatır. Bu noktada yaşamsal olan, doğruyu seçmektir.Hiç seçmesek yaşayamayız. Hayatın her alanında seçmek zorundayız. Zaten hayat, doğal akışıyla gerçekleşmiyor, her zaman bizi seçimlerle baş başa bırakıyor.

Psikolojinin önemli isimlerinden Rollo May, “Yaratma Cesareti” adlı kitabında;

 “İnsanda, varlığın ve değişimin mümkün olması için cesaret gereklidir. Ama cesaret kadar gerekli olan da, önümüzdeki seçimlerdir. Elbette hangi yolun, hangi seçimin doğru olup olmadığını bilemeyiz. Çünkü bu görecelidir. Her seçimin kendisine ait ayrı bir yolu vardır. Her yoldan ise yeniden öğreneceklerimiz. Önemli olan seçmek ve cesarettir.


Bir kadın ya da erkek sadece seçimleriyle ve bu seçimlerine olan bağlılıklarıyla, tam anlamıyla insan olurlar. İnsanlar her gün aldıkları bir yığın karar sonucunda, iç zenginlik ve özsaygı kazanırlar.

Erkekler daha kolay seçim yapar . Çünkü onlar daha basit ve işlevsel düşünür, kolay çözümler peşinde koşar. Kadınlar bir olayın duygusal derinliğini ve yol açabileceği sonuçları çok fazla araştırdıkları için zor seçim yaparlar.

Her ne kadar Özgür irademizle seçtiğimizi düşünsek de her seçim doğru mudur. Hayır.

Günümüzde insanları kandıran çok sayıda gizli mekanizma var. Reklamcılık endüstrisi bilinçaltına tesir eder ve insanları belirli ürünleri seçmeleri konusunda yönlendirir. Demokrasilerde çok gizli ikna stratejileri kullanılır. İnsanlar gizlice beyinleri yıkanarak belli yollara yönlendirilir. Günümüz toplumu, bu gizli baştan çıkarma tekniklerinin çok fazla kullanıldığı ve psikolojinin istismar edildiği bir toplumdur. Biz aslında hür irademizle seçim yaptığımızı düşünürken birtakım propaganda araçları ve reklamların kurbanı olabiliyoruz.

En kolay ve en doğru seçimlerimizi hangi alanlarda  yaparız sizce? Ahlaki sınırların keskin olduğu durumlarda iyi seçim yaparız.Neyin iyi neyin kötü olduğunu net olarak biliyorsak seçimi rahat yaparız.

Hayat yenilenen bir süreçtir, sürprizler çıkarır. Seçimlerle hayatın gidişatına hâkim olduğumuzu düşünürüz. Bu da bize güvenlik duygusu verir. Bu kazanç olarak görülebilir ama buna da çok anlam yüklemeye gerek yok. Seçerken düşündüğümüz gibi olmayabiliyor seçtiklerimiz.

Hayat problem değil, problem çözme yeridir. Hayat bize her zaman şan, şöhret, başarı vadetmez. Bazen deneyimin kendisi en büyük başarıdır. Türkiye, ekonomik açıdan kırılgan bir ülke. Mesleğimi yürütürken  varlıklarını kaybetmiş çok insanlar tanıdım. Umut dolu olanlar hayata bıraktıkları yerden yeniden başladılar ve eskisinden daha varlıklı oldular. Hayat bize hep öğretir, yeter ki öğrenmesini bilelim.

Her seçim insana çok şey öğretir. Bizim gibi toplumlarda hatayı kişi kendinde değil, dışarda arıyor. Bahaneye sığınıyor. Oysa rasyonel olan batı toplumlarında kişiler hatalarının sorumluluğunu üstleniyor. Bu nedenle ilerliyorlar. Onlar kendilerini düzeltirken biz ise şikayet ediyoruz.

Günümüzde insanın tüketimi temel alarak yaşaması en büyük toplumsal sorun. Modern hayat insanlara iki alanda var olma olanağı tanıyor: Biri iş, diğeri tüketim…

Hayatlarımız bu ortamda gitgide yoksullaşıyor. Mutluluk çalışmaları bize şunu gösteriyor: İnsan mutluluğu; parayla değiş tokuş edilemeyecek değerlerde saklıdır: Dostlukta, arkadaşlıkla, fedakarlıkta…


Kararsızlar, erteleme hastalığından dolayı mükemmeli arar, bir türlü karar veremezler. Bu oldukça yıpratıcıdır. Peki siz nasıl karar verirsiniz hızlı mı, yavaş mı yoksa kararsızlığınız son ana kadar sürer mi?

Yanlış seçimlerimiz genelde önceki kötü seçimlerimizde ısrarcı olduklarımızdır. İyi seçimde vicdan ve akıl buluşmalı. İnsanın her şeyi aklın süzgecinden geçirmesi, fevri hareket etmemesi, vicdanının sesini dinlemesi, başka insanlara zarar vermemesi, etik ve ahlaki değerlere uygun olması gerekir. Kendimiz için iyi olanın, başkalarına zarar vermemesi gerekir.

Yazmayacaktım ama dayanamadım;

Yüzyılın seçimi ülkemiz, çocuklarımız, kazanımlarımız, yarınlarımız için seçimlerimizden dolayı ötekileştirilmediğimiz mutlu yarınlara yelken açacağımız en doğru seçimimiz olsun dileğimle bitiriyorum. Dostlukla.

Etiketler :
Kategori :
GenelaGündemaSiyaset

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir