Türk ulusu olarak karakterimizi yansıtan belirgin bir özelliğimiz vardır bizim…
Her şeyi biliriz…
Bilgimiz yoktur, dağarcığımız boştur ama biliriz…
Futbolu biliriz, ekonomiyi biliriz, sanatı biliriz, hastalığın tedavisini biliriz, siyaseti ise su gibi biliriz!
Kahvede, aile ortamında, okulda, iş yerimizde birçok tartışmaya katılmışızdır…
En çok kendimizin bildiğini zannedip ısrarcı oluruz bazen, dinlemeyiz bile karşımızdakinin ne anlattığını…
O konuşurken anlamaya değil de onu hangi cümlemizle alt edeceğimizi düşünürüz…
Bunu da en çok siyasette yaşarız…
Örneğin; 2018’i hatırlayalım; Muharrem İnce bas bas bağırdı: ‘Seçim gecesi on binlerce sandıktan sonuç alamadık. Maalesef sistemimiz çalışmadı, çöktü’…
Halkın bir bölümü olarak ne yaptık: İnce’yi linç ettik…
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi ne yaptı: Bu konuda sessiz kaldı…
CHP’nin Bilişim ve İletişimden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı kimdi?
Onursal Adıgüzel…
Gelelim 2023’e…
Aynı isim yine aynı görevde…
Seçim bitti, daha sandıkların tamamı açılmadan Onursal Adıgüzel istifa mı etti görevden mi alındı tam anlaşılmadı ama yerine başka bir isim atandı…
Muharrem İnce 5 yıl sonra haklı çıktı ama neye yaradı?
Altılı Masa’nın ilk çatlağı seçime çeyrek kala meydana geldi…
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener kalktı, masanın bir ayağı eksilecekti ki diğer ayaklara verdi veriştirdi: ‘Bu şekilde kazanamayız’ dedi mealen…
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı monte etti altılı masayı sağlamlaştırma seçeneği olarak…
Seçim bitti, oylar dağıldı, Akşener haklı çıktı…
Diğer ayakların desteği olmadan da masanın aynı düzeyde durabileceği ortaya çıktı…
Sonra ne oldu, Akşener’in zorla monte ettiği İmamoğlu, CHP tarafından 28 Mayıs seçimlerinin organizatörlerinden biri olarak görevlendirildi…
Akşener bir ay sonra haklı çıktı ama neye yaradı?
Yaklaşık 4 ay boyunca TV’lerde tartışma programları izledik…
Anketörler de pek revaçtaydı…
Öyle bir havaları vardı ki; seyredenlerin çoğu, ‘Ne kadar bilgili biri’ algısına bile kapıldı!
Yok efendim Milliyetçi Hareket Partisi yüzde 5’lerde sürünüyormuş, yok efendim CHP yüzde 70’lere dayanmış, yok efendim dip dalga gelmiş falan filan…
Aklı başında yorumcular uyandırmaya çalıştı, uykulu gözleri:
Bakın arkadaşlar sahada durum böyle değil, farklı bir şeyler yapmak gerekir dedi…
Dinleyen kim…
Ne münafıklıkları kaldı ne de bilgisizlikle suçlanmaları…
Onlar haklı çıktı ama neye yaradı?
Seçime 5 kala Sinan Oğan çıktı meydana…
Dedi ki ‘Çok bilenler’ ‘İşte şimdi tamam. Oğan, muhafazakar oyların bir bölümünü AK Parti’den alır, bu da CHP’nin önünü açar. Bitti bu iş!
Aklı selimler yine uyardı: Oğan, küskünlerin, sandığa gitmek istemeyenlerin, yeni bir isim arayanların oylarını toplar, milliyetçi kesimin bir bölümü de Oğan’ı seçer. Bu CHP’nin oylarını artırmaz… AK Parti’yi de çok fazla etkilemez…
Aklı selimler yine haklı çıktı ama neye yaradı?
Şimdi önümüzde 8 gün var. Bu kez bir oy fazla alan Cumhurbaşkanımız olacak…
Mutfakta yangın var…
Bankalar nakit akışını kesti…
Emekli yeni beklentiler içinde…
Esnaf borç aktarımında…
Kısacası, vatandaşı ikna edebilen saraya ya da köşke çıkacak…
Elbette hem Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hem de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu gerçek anlamda uyaranlar, gerçeği söyleyenler vardır…
Bakalım 28 Mayıs gecesi, hangi tarafın ‘Haklı çıkanları’ olacak…
Göreceğiz, AK Parti tarafındaki ‘Gerçekçi yönlendirenler mi’ yoksa CHP tarafındaki ‘Doğru söyleyenler mi’ gülecek…
Ama şu önemli ki 29 Mayıs sabahı ‘Bak ben haklı çıktım’ demek kimseye bir şey kazandırmayacak!
Sözün özü: Haklı çıkmak önemli değil!
Haklının önerilerine kulak verip sonuçta kazanmak önemli!
Hepimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun…
Gençlerimizin, umutlarımızın, geleceğimizin günleri olsun yarınlar…