Glüten! Bu sözcük sanki savaşlardan sakındığımız gibi, sanki denize girdiğimizde boğulmaktan ya da köpekbalığı saldırısından korktuğumuz gibi, güzelim yaz gecelerinde sivrisineklerin bize hiç rahat vermediği gibi, için için olmamasını dilediğimiz deprem gibi, sızım sızım bir huzursuzluk yaratıyor yakın zamanlarda.

Nedir peki bu gluten?
Latince bir kelime, yani tutkaldır, gluten. Un ve su birleşince ortaya çıkar. Aslında gluten düşmanımız da değildir ama sadece fermantasyon olursa dostumuz olabilir. Glüten; buğday, arpa, çavdar ve bazı tahıllarda doğal olarak bulunan bir çeşit depo proteindir. Glüten ekmeklerin doğal olarak kabarmasına ve yumuşak olmasına yardımcıdır. Unlu mamülleri nemlendirir ve böylece daha kolay tüketilir. Ancak bir kişide Glütene karşı herhangi bir bağırsak hassasiyeti gelişirse büyük rahatsızlıklar verir. Glüten, Çölyak rahatsızlığı, çölyak dışı glüten duyarlılığı, buğday alerjisi bazı otizm vakalarının ve huzursuz bağırsak sendromunun baş aktörüdür. Glütenden tamamen kaçınmak zor olabilir. Bunun nedeni gıdalara eklenen birçok yaygın bileşende glüten bulunmasıdır. Ekmek, makarna, kek, kurabiye, simit, pizza, irmik, bira mayası, salata sosları, kavrulmuş fındık, cips hep Glüten içerir. Günümüzde pek çok sıkıntılı rahatsızlıklarda ise glüten içeren besinler hayatımızdan çıkarıldığında yaşam kalitemizi yeniden bulabiliriz. Bunun için tüketilebilecek pek çok sağlıklı ve lezzetli yiyecekler de olup hayatın tadını çıkartmamız da mümkündür. Örneğin; et, balık, yumurta, sade süt, sade yoğurt, tüm meyve ve sebzeler, kinoa, pirinç, mısır, yulaf (glütensiz olarak etiketlenmişse), patates, patates unu, mısır unu, nohut unu, soya unu, badem unu, Hindistan cevizi unu, Karabuğday, kuruyemişler, tüm bitkisel yağlar, tereyağı, tüm otlar ve baharatlar tüketilebilir. İçecekler ise bira hariç hepsi (eğer glütensiz bira bulabilirseniz) içilebilir. Bir gıda maddesinin Glüten içerip içermediğinden şüphelenirseniz emin olmak için mutlaka etiketini okumalısınız.
Biliyorsunuz insanoğlu yüzyıllardır göç etmeğe alışmış bir yapıdadır. Göç sırasında yanlarında taşıdıkları yiyecekleri tüketirler ve yerleşik yapıya geçtiklerinde ise tarım ile ilgilenirler. Günümüzde bile hala gerekçeye göre değişen düzenli veya düzensiz göç olmasına rağmen göç etmek yerini uzun ya da kısa süreli seyahat etmeye bırakmış gibi görünmekte. Ulaşım araçları konforlu oldukça, süre kısaldıkça, ulaşım hızlandıkça ve her yere gidebilmek kolaylaştıkça, lisan öğrenme arttıkça, iş için zorunlu ya da sadece gezmek için seyahat etmek, insandaki bitmek tükenmek bilmeyen merak algısına daha kolay hizmet etmektedir. Seyahat sırasında ise ortaya bir handikap çıkmakta.
Beslenme…
Seyahat süresince aç kalınamayacağı için ve gidilen tatil mekanlarında ya da misafirliklerde yemekler yenileceği için ortaya ciddi bir sorun çıkmaktadır. Glüten hassasiyeti yaşıyorsanız ve Glüten Diyeti yapma mecburiyetindeyseniz bu büyük sorunu çözmek durumunda kalırsınız. Yanınıza bolca Glütensiz malzemeler alsanız bile seyahat süresinin uzunluğuna göre tükenme ihtimali yüksek olabilir.
Peki ne yapılmalı?
Günümüzde artan oranda olan glütensiz beslenen kişilerin en büyük yardımcısı olacak şekilde ‘Glütensiz Seyahat Rotaları‘ (!) oluşturulmalı. Glütensiz diyet yapanlara hürmet eden ve hizmet eden restoran, kafe, çayhane, fırın sayısı artırılmalı ve bunlar haritalarda işaretlenmeli. Hatta sanki nöbetçi eczane gibi satış noktalarının kapanış ve açılış saatleri bile koordineli olmalı.
Değerli Urla Haber okuyucuları bu anlatmaya çalıştığım masal kitaplarında değil sevindirici olarak Urla’mızda son zamanlarda bulunan özellikler. Artık gerek Sanat Sokağı’nda, gerek Malgaca’da, İskele’de, Bağ Yolu işletmelerinde, kimi zincir restoranlarda glütensiz makarna, kurabiye, kek, benzeri güzel yiyeceklere rastlanıyor. Kimi işletmeler glütensiz mantı ve tarhana bile hazırlamaktalar.
Bu güzel yaklaşımı Urla’mızın güzelliklerini tanımak isteyen seyahat severlerle paylaşan çok değerli arkadaşlarım olan ‘YarımAda Seyyahları‘ olarak tanınmış rehber dostlarım İdil Yazıcıoğlu ile Berna Soydan, engin tarih bilgileri ve özverili Doğal Sofra Derneği üyelikleri ile Urla’mızda her şarta uyan gastronomi tercihleri olan kişilere uygun kültür turları düzenlerken , bu ihtiyaca da yakından cevap vermekteler.
Hazırladıkları programlarda güzel Urla’mızın duyarlı esnafının pişirmiş olduğu glütensiz yiyecekleri, mecburi, geçici ya da uzun süreli olarak Glüteni hayatından çıkartmak durumunda kalan kişilere, gezi programlarının başlangıcında yiyecek tercihlerini sorarak, sunmaktadırlar. Amaç ‘Çaresizseniz çare! sizsiniz‘ anlayışını motto kabul ederek, engelleri kolayca aşmak ve huzurla yaşamak olduğuna göre böylesi duyarlı ve çözüm odaklı olan tüm Urla’da yaşayanlara buradan sevgilerimi yolluyorum.


Reyhan çayı:
Yarımada Seyyahlarının üyesi Değerli İdil Yazıcıoğlu’nun mevsimler değişip de yaz sıcakları hala sürerken içimizi serinletecek Reyhan Çayı tarifi:
Malzemeler
1 demet reyhan
1 çubuk tarçın
10-12 karanfil
1 limon
Bir demet reyhanı yıkayıp yapraklarını, yıkanmış çubuk tarçını, karanfilleri büyükçe bir kavanoza koyup kaynattığımız iki litre kadar suyu üzerine döküyoruz. Birkaç dakika sonra limonu sıkıp suyunu ilave ediyoruz. Beş- on dakika kadar bekleyip rengini vermesini bekliyoruz. Sonrasında süzerek soğuması için sürahiye alıyoruz.
Afiyet olsun tüm Urlalılara…