Benim anladığım Cumhuriyet!

Yazar :

Mustafa Özbesler yazdı…

Cumhuriyetin önemini bilenler için defalarca anlatmaya, Türk milletine bahşedilen bu yönetim şeklinin bir insan için ne kadar önemli olduğunun altını çizmeye gerek yok…

Biz zaten biliyoruz.

Bu nedenle de Mustafa Kemal Atatürk’e her an minnet duyuyor, gösterdiği yolda ilerlemeye de özen gösteriyoruz…

Önemini anlayamayanlar için de gerekirse bin kez anlatmaya devam edeceğiz.

100. yıl coşkusunu yaşadığımız şu günlerde daha birinci gününü kutlayamayan toplumları görüp, hallerine bakmak bile Cumhuriyet için minnet duymamıza yeter de artar…

Şükür ki Ulu Önderimiz 29 Ekim 1923’te en güzel yönetim şeklini biz Türk halkına armağan etmiş…

Cumhuriyet yönetimi tabii ki en güzel yönetim şekli!

Ama, Atamızın ilke ve inkılapları doğrultusunda uygulanırsa en güzel yönetim şekli…

Benim Cumhuriyet yönetim şeklinden anladığımı, yerelden, ilçemizden örneklerle anlatmaya çalışayım…

Tahmin ediyorum ki Yüce Atamız; doğalgaz nedeniyle delik deşik edilmiş Urla sokaklarını cennet mekanından görüp, bu çukurları kapatmayan yetkililere kızarak (Ben size böyle mi öğrettim. Bir işi yaparken vatandaşları mağdur etmek Cumhuriyete yakışır mı?) diyordur…

Dağı, taşı, tarlası beton yığınına döndürülen Urla’da, planlamanın yapılmaması, kanalizasyonun, içme suyunun, yolların düşünülmemesini görüp, buna vesile olan yetkililere, (Bu para hırsının önüne niye geçmediniz? Neden insanların Cumhuriyete yakışır bir ortamda yaşamasına yardımcı olmuyorsunuz?) sorusunu yöneltip, kızıyordur…

Sabah ve akşam saatlerinde öğrencilerin giriş ve çıkış zamanlarında konserve haline gelen belediye otobüslerini buğulu gözlerle izleyip, (Benim, ülkenin geleceğini emanet ettiğim gençlere gördüğünüz reva bu mu? Niçin o saatlerde seferleri artırmıyorsunuz?) sorusunu yöneltiyordur…

Parti yetkililerine de bir çift sözü olduğunu düşünüyorum Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün: (Cumhuriyetle yönetim şeklini ben size açık açık anlatım. En basit tabiriyle halkın kendi kendisini yönetme şeklidir dedim. Siz, Urla’ya kendi belirlediğiniz adayları empoze ediyorsunuz. Bu Cumhuriyet yönetimi değil. Bırakın, Urla halkı kendilerini yönetecek lideri kendileri çıkartsınlar) diyeceğini sanıyorum…

Urla’yı yönetenlere de serzenişte bulunacaktır diye tahmin ediyorum Ulu Önderimizin…

(İlçenizdeki genç nüfus ve üniversite öğrencilerinin vakit geçirebileceği, spor yapabileceği, sosyalleşeceği bir tane bile yapı yok. Bunu neden düşünmüyorsunuz? Öğrencilerle şehri entegre edip Urla esnafına neden katkı sağlamıyorsunuz?) der diye düşünüyorum…

Yine Urla’nın yöneticilerine;

(Neden bu güzide ilçeye yakışır bir garaj yapmıyorsunuz?

Urla meydanı hep keşmekeş bir halde çözümünü bulmak bu kadar zor mu?

Albay Çolak İbrahim Bey İlkokulu yolunda giriş ve çıkış saatlerindeki curcuna sizi hiç rahatsız etmiyor mu?

Yıldız Park, Urla’nın göbeğinde herkesin kullanabileceği bir yeşil alan olmasına karşın, bakımsızlık ve yenilememe nedeniyle tercih edilmiyor ve amaç dışı kullanıcıların yuvası haline geliyor. Buna neden engel olmuyorsunuz?

Demiş olduğunu sanıyorum…

Atamızın, biz halka da söyledikleri vardır mutlaka:

‘Siz, Cumhuriyet çocuklarısınız, çağdaş insanlarsınız… İçinde yetimin parası bulunan maliyetlerle yapılan ve size sunulanları korumuyorsunuz… Yeşili korumuyorsunuz, çöpünüzü gelişi güzel atıyorsunuz… Her şeyi devletten bekliyorsunuz… Ormanları yakıyorsunuz… Sizler de Cumhuriyete yakışır davranın!’ diyordur mutlaka…

Tüm bu eksiklere rağmen yaşanabilecek ender ilçelerden biri olan Urla’da Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlamak, herkes gibi beni de gururlandırıyor.

Ne mutlu ki dünyada sadece bizim Atatürk’ümüz var…

Ne mutlu ki o yüce insan bize Cumhuriyeti armağan etmiş…

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…

Etiketler :
Kategori :
GenelaGündemaSiyaset

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir