Necati Karatuluk yazdı…
Haddime değil Cumhuriyet ile ilgili yazılar yazmak ahkam kesmek, kurucu liderlerden bahsetmek, övmek, onu göklere çıkarmak ama bu anlamlı günde de bir şey yazmadan geçmek olmaz tabii ki…
Cumhuriyetin bana neler bahsettiğini kurucu lider Mustafa Kemal’den anladığım kadarıyla yazacağım.
Dar zamanlarda imkansızlıklardan beni hür kılan mavi gözlü adam.
Ne Mutlu Türküm Diyene… Tarihçiler bu cümlenin önüne arkasına hiçbir ekleme yapmıyorlar. Tüm ülkemin insanını birleştiriyor, Türküm diyor, başka söze gerek var mı? Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir dedikten sonra var mı itirazı olan?
Köylü Milletin Efendisidir derken ne kadar önemli bir birey olduğunu, ikinci sınıf değil aksine birinci sınıf, saygıyı hak eden insanlar olduğunu söyleyerek onları onore etmesi, Ziraat Bankası’nı kurarak çiftçimize kolaylık sağlaması…
Gençlere Nutuk gibi bir eser bırakarak 23 Nisan Bayramı ile ödüllendirmesi…
Sanayiciler için Halk Bankası’nı kurarak örgütlemesi ve çok çalışmamız gerektiğini anlatması…
Devrimler ile kadınlarımıza Seçme ve Seçilme Hakkı sağlamasını çok değerli bulurum ve ‘kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa erkeklerden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalılardır’ sözünü çok değerli bulurum.
Anladığınız gibi Gazi Mustafa Kemal’in bizlere sunduğu Cumhuriyetin, aziz milletimize neler bahşettiğini anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.
Gazi’nin Cumhuriyet mücadelesinde ne zorluklar ne yoksulluklar ne iftiralara rağmen bugün yaşadığımız devasa hür ülkenin bireyleriyiz.
Türk dediğinde Merhamet, Türk dediğinde Güçlü, Türk dediğinde Zeki, Türk dediğinde Çalışkanlık akla gelir ve diğer ülke vatandaşlarına kıyasen her gittiği yerde Cumhuriyet sayesinde başı dik gezebilir.
Tüm dünyada silahlı kuvvetlerin adı asker ve savunma bakanlığı diye adlandırılırken Türk ordusuna ‘Mehmetçik’ denir, dini ile bütünleşmiştir.
İncil’e inananlar askerlerine neden İsacık demezler veya Musa’nın askerleri demezler çünkü sadece Türk ordusuna Muhammed’in ordusu Mehmetçik denir. Asker ocağı Peygamber ocağı derler.
Cumhuriyet büyük bir mücadele ile ilan edildi. Tabii ki Atatürk yalnız değildi, mekanları cennet olsun ona inanan arkadaşları sayesinde, en önemlisi de milletimizi kendisine inandırmış olması ile…
Kimler vardı kimler! Yiğit Koca yürekliler… Kadını, erkeği, yaşlısı, genci inanmış Gazi Mustafa Kemal’e… Kim unutabilir? Gaziantep’te Şahin Beyi kim unutur? Kim unutur Kahramanmaraş’ta Sütçü İmamı, Rıdvan Hoca’yı… Kalesinde yabancı ülkelerin bayrağı asılı iken, biz Cuma namazı kılamayız diyerek Maraş Kalesi’ndeki Fransız bayrağını indirip kurtuluş meşalesini yakan ve kahramanlık unvanı ile ödüllendirilen Kahramanmaraş’ı, kahramanlık destanına katkı yapan Şanlıurfa’yı…
Cumhuriyet bağımsızlık meselesidir…
Kahramanların çocuğu Menemenli Şehit Pilot Kubilay’ı nasıl unuturum?
Kurtuluş Savaşı mücadelesinde Erzurumlu Nene Hatun’u…
Sakarya’da, Dumlupınar’da, Afyonkarahisar’da, Hatay’da bağımsızlık için verilen canlar…
Gazi Mustafa Kemal’in topyekün mücadelesine katkı veren İzmir’imi, Aydın’da efeleri inanmış yiğitlerle Cumhuriyet olmanın mücadelesini veren, şairlerimiz, düşünürlerimizi unutmadık unutmayacağız…
Her cümlesinde her kesime cevap veren, İstiklal Marşı yazarı Mehmet Akif Ersoy’u, Çanakkale’de tek mermi ile düşmez donanmaları dağıtan Seyit Onbaşı’yı…
Şimdi, gözlerinizi kapayıp şöyle bir düşünün…
Ya Atatürk ve silah arkadaşları olmasaydı?
Ya Kurtuluş Savaşı verilmeseydi?
Ya Cumhuriyet ilan edilmeseydi?
…………….
İşte bunlar olmasaydı, bizler bir hiçtik.
Bugün Cumhuriyetimizin 100. Yılını gururla kutluyoruz.
Bininci, on bininci yılları kutlayabilmemiz için yapmamız gereken şey gayet basit aslında…
Atatürk’ü anlamak ve onun gösterdiği yoldan hiç sapmadan ilerlemek…
Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun…