Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan’ın geçtiğimiz günlerde İzmir’in yerel kanalı TV 9’da gerçekleşen canlı yayında konuk olduğu ‘Sabahın Manşeti’ programında söz ettiği ‘Mutlu Sokak’ projesi, ilçede yeni bir polemiğin başlamasına neden oldu.
Programda Başkan Balkan’ın, ‘Bir aplikasyon üzerinde çalışıyoruz. Urla’da kadınlarımızın girebileceği güvenli ve güvensiz sokakları tespit ederek, bunları aplikasyona yükleyeceğiz. Böylelikle kadınlarımız hangi sokağın güvenli hangi sokağın güvensiz olduğunu bilecek’ cümlelerini, AK Parti Urla Belediye Meclis Üyesi Ümit Arslan, sosyal medyasından yaptığı paylaşımla eleştirdi.
Arslan’ın paylaşımı şöyle:
‘’Kaldırımı yok yürümeye! Aplikasyonla gider sözde güvenliğe!
Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, kendisini “akıl çağı”nın öncüsü ilan etmiş olacak ki, dahiyane bir fikirle karşımıza çıkmış. Ancak bu dahilik, gerçeklik karşısında sınıfta kalıyor.
Başkan Bey, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarını önlemek amacıyla devrim niteliğinde (!) bir aplikasyon geliştireceklerini müjdelemiş. Bu uygulama, kadınların hangi sokakta güvenli, hangi sokakta güvensiz olduklarını oylarla belirleyecekmiş. Yani sokakta yürüyen kadın aplikasyonla bakacak: “Aa, burası kırmızı. Demek ki buradan geçmesem iyi olur.” Sanırsınız sokakta yürümek bir bilgisayar oyunu!
Ama birkaç küçük (!) sorun var. Öncelikle, “güvensiz” damgası yiyen sokakların sakinleri ne yapacak? “Evet, biz tehlikeli bir sokakta yaşıyoruz, lütfen bizi yok sayın” mı diyecekler? Peki ya orada yaşayan insanlar ya da işletme sahipleri? Güvensiz ilan edilen bir sokakta restoranım, dükkanım var. Benim zararımı kim ödeyecek? Aplikasyon mu?
Bir de şu var: Asıl mesele güvenliği sağlamak değil mi? Kaldırımı bile olmayan sokaklarda, güvenliğin aplikasyonlarla değil, gerçek çözümlerle sağlanması gerekmiyor mu? Yoksa bu aplikasyonlarla göz boyayıp “biz güvenliği sağladık” mı diyeceksiniz?
Peki uygulama ne yapacak? “Bu sokağa girmeyin” demekle mi bitiyor iş? Güvensiz sokakları güvenli hale getirmeyi akıl etmek neden zor?
Sayın Başkan kendi kendini çağın Platon’u ilan etmiş olabilir. Ancak kadınlarımızın güvenliği ve mutluluğu, böyle ciddiyetsiz uygulamalardan veya hizmet felsefesi yapmaktan değil daha gerçekçi ve uygulanabilir projelerden geçmektedir.’’
