6 Şubat sabaha karşı ve ardından öğlen saatlerinde Kahramanmaraş merkezli oluşan art arda yüksek şiddetli ve ardışık depremler dolayısı ile an itibari ile beş bin beş yüze yakın can kaybımız ve otuz bine yakın yaralımız var. Maalesef ki kayıplarımız ve yaralılarımız artacak!…
Bu büyük bir yıkım ve kayıp. Aslında konunun birçok alt başlığı var ama bugün itibari ile mesleğim icabı en teknik konulara değinmeyi uygun görüyorum. Yine maalesef ki bu değineceğim konular kayıplarımızı geri getirmeyecek…
Bizim tüm Türkiye’de mikro jeolojik etütlere en başta ihtiyacımız var. Bu etütlere uygun olarak da yeniden planlanmış şehir ve kırsal alan yapılaşma bölgelerinin tespitine bu planlamalara uygun imar planları ile yapılaşma şartlarına ve deprem yönetmeliğine uygun projelendirmelere ve bunlara uygun seçilmiş inşaat malzemelerinin ustalık belgesine sahip uygulamacılar vasıtası ile inşa edilmiş yapılara dönüştürmemiz gerekiyor. Tabii ki bu işler büyük bütçeler gerektiriyor ama ileriki zamanlarda geçtiğimiz gün yaşadığımız yıkımın bütçesi de açıklanacak. İnanınki bu planlamaları yapmanın maliyeti bu yıkımın ortadan kaldırılması için harcanacak bütçeden azdır. Tarım alanlarına alüvyon ovalarına yapılan birçok yüksek bina da bu ve benzeri depremlerde yıkılmaya mahkum olduğunu da bilmenizi çok yüksek ve eski tekniklerle yapılmış bina stokumuz olduğu da bir gerçek. Ama artık bu yanlışlara bir dur diyecek cesur bir yönetime ve uygulayıcılara ihtiyacımız var. Bu milli ve ekonomik bir karardır
Bu siyaset üstü bir konudur. Bu konu hiçbir popülist düşünceye kurban edilemez ve edilmemelidir.
Bunu gerçekleşmesinde yardımcı olacak yetkin üniversitelerimiz ve yetişkin bilim adamlarımız ve mühendislerimiz var. Bu aynı zamanda büyük bir kalkınma hamlesidir. Gerçek planlamalar hiçbir siyasi düşünceye malzeme edilmemeli ve süratle uygulamaya konulmalıdır. Unutmayalım ki yıkımlarda uğradığımız maddi kayıplarda bizlerin ödemiş olduğu vergilerin ve yarattığımız katma değerlerin yok olmasına ve fakirleşmeye ya da geri kalmaya sebebiyet verdiği de çok açık! Hal böyle iken buna kayıtışız kalmak ve bunu umursamamak da düşeceğimiz en büyük gafletlerden biridir.
Bunca deprem ve uğradığımız yıkımlardan sonra da halkımızın da gayri ihtiyari bir bilinç seviyesine ulaşılacağını düşünmek istiyorum. Bugün öğrendiğim bir bilgiye göre de Anadolu plakasının üç metre civarında batıya kaydığı gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Bu durum da bana bu sıkışmadan dolayı Batı bölgelerinde ve Marmara bölgesinde yeniden bir enerji birikmesine sebep olabileceğini düşündürüyor. Tabii ki bu kaymalar da bütün kadastral ölçümler de de sapma oluşturabileceğini de düşündürüyor. Beklenen büyük Batı ve Marmara depreminin oluşma tarihini de yakınlaştırmış olabilir.
Bu günkü yazımda oluşturmak istediğim bilinçle yaklaşan seçimlerde bu konuya eğilebilecek kişilerin iktidarda olmasını ve bu milli ve ekonomik ve stratejik planlamaların parti programlarına girmesi için tüm halkın baskı uygulamasının tüm milletimizin hayrına olacağını düşünüyorum.
Tüm halkıma depremsiz sağlıklı huzurlu mutlu günler dilerken depremde vefat eden tüm vatandaşlarımız için Allahtan rahmet tüm yaralanan vatandaşlarımıza acil şifa maddi manevi kayba uğrayan tüm vatandaşlarımıza sabır ve başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum
Kalın sağlıcakla!…