Necati Karatuluk yazdı;
Bu yazımı biraz agresif halimle kaleme alıyorum.
Nedeni de bir süredir Urla’mızda yaşanan spor tartışması!
Urla Gençlik 1946 yılında kurulmuş, 79 yıla da pek çok kulübe nasip olmamış başarıları sığdırmış… Ben sonradan Urlalıyım. O yıllarını gazetelerden takip ettiğim kadarıyla biliyorum.
Urla Gençlik Spor Kulübü şimdi maddi sıkıntı içinde…
Yeşil-beyazlı kulübün ana branşı futbol sürünüyor, hentbol branşı kapanalı çok oldu, şimdi de Kadın Basketbol Takımı tehlikede…
Göz göre göre erimesine izin mi vereceğiz?
Tabii ki hayır!
Önce şöyle başlayayım.
Yazacaklarım öncesinde ben buradan teminat veriyorum. Listenin başına da kendimi yazıyorum.
Gelelim saadete;
Artık pamuk elleri cebe atmanın zamanı geldi…
Google’a Urla yazarsanız ilçemizde faaliyet gösteren onlarca ünlü işletmenin reklamı ile karşılaşırsınız!
Eeee peki bu işletmeler sadece alacak mı Urla’dan?
Vermeyecek mi hiç ilçemizin ihtiyaçlarına!
Konuklarını helikopterle alıp getiren mekanlar Urla’da…
Dünyanın en ücra köşelerine yük taşıyan uluslararası lojistikçiler Urla’da…
Eşsiz üzümlerimizden yapılan ürünlerini şişe şişe Avrupa’ya pazarlayan şirketler Urla’da…
Kazanırken Urla’nın adını kullananlar, yeşilinden, mavisinden dem vurup müşteri çekenler, tadının içine Urla adını da katarak ürün pazarlayanlar!
Neredesiniz?
Baştan söyleyeyim, bu kulübün başına bir şey gelirse, bunun sorumlusu Belediye Başkanımız Sayın Selçuk Balkan olmaz!
Siz olursunuz!
Belki sizi utandıracak bir not aktarayım:
Urla’da Sanat Sokağı’nda faaliyet gösteren yerli halktan bir işletme sahibi (Ben 100 bin lira vermeye hazırım) diye kendisini ortaya atıyor…
Bir tabak çorbaya 1.500-2 bin TL yazan işletme sahipleri tıssss…
Mütevazı bir dükkan sahibi (Her ay gelsinler benden 5 bin TL alsınlar) çağrısı yapıyor, gemisinde küçük bir yükün bedeli bile o dükkan sahibinin aylık kazancı olan hemşehrimiz sus-pus…
Tekel bayi kadar kuyumcu var ilçemizde…
Vitrinler şıkır şıkır ama iş taşın altına el koymaya gelince, pırlantadan başka taş tanımam modunda hepsi…
Dünyaya balık yediren, denizlerimizde çoğaltıp Urla’mızda paketleyen şirketler de var Urla’mızda… Fakat iş desteğe gelince balık hafızasına bürünüyor belli ki…
Mavi suların Ferrarileri de Urla’mızda inşa ediliyor… Fiyatlarındaki rakamlar benim belleğe sığmaz… Ama sorsan Urla Gençlik nerenin takımı derler…
Ya inşaat sektörü?
Urla’nın şöyle güzel yerinde, böyle orman içinde kelimeleriyle satarlar evleri…
Bir tane ev fiyatı, Urla Gençlik Spor Kulübü’ndeki tüm branşların 10 yıllık bütçesini oluşturur…
Gel gör ki kulübe bağış iste, karşılaşacağın cümle klasik: Vallahi işler çok durgun…
Beyler, hanımefendiler!
Topu belediyeye atmak kolay…
Belediye de bu işin altından bir şekilde kalkar.
Ama o zaman belediyespor olur.
Şimdi birlik, bütünlük zamanı…
Dünyanın gıpta ettiği Urla’mızda her ay 10 bin lira verecek 100 babayiğit bulunamayacak mı?
Ayıp beyler, ayıp hanımefendiler…
Yazının başında vurguladım, listenin ilk sırasına kendimi yazdım…
Bu ayıbı kapatmak yine biz Urlalılara düşer…
Yukarıda sıraladığım meslek gruplarının sahipleri her ay 10’ar bin lira kim bilir nelere veriyordur!
Belediye Başkanımız Sayın Selçuk Balkan’ın bir televizyon programında kulüp için sarf ettiği ‘Kapatırız’ sözüne katılmıyorum ve de kabul etmiyorum…
Bu kulübü siz kurmadınız ki kapatma iradesi de sizde olsun…
Bu sözü sinir anında söylenmiş bir söz olarak kabul ediyorum ve öneriyorum.
Bir toplantı planlayalım Sayın Başkan…
Gelmeyenleri de isim isim lanse edeceğimizi duyuralım.
Koskoca Urla’dan ayda 10 biner TL verecek 100 kişi bulamıyorsak, girişteki Urla levhasına da ‘zengin pintilerin ilçesi’ diye ekleme yapalım…