Mustafa Özbesler yazdı:
Ben siyasetten anlamam… İşlerin nasıl yürüdüğü konusunda da en küçük bir bilgim yok. Ama başarıyı övmeyi, ekipteki birinin başarısına da en az onun kadar sevinmeyi bilirim. Aksine davrananlara da içerlerim…
Şimdi 31 Mart’ı hatırlayalım… Selçuk Balkan, 952 ilçe arasında rekor kırıp, yüzde 70.52’lik oy oranı ile CHP’den Urla Belediye Başkanı oldu.
TV’ler alt yazı geçti, gazeteler manşet yaptı. Sayın Özgür Özel de bunu her fırsatta dile getirip teşekkür etti.
Buraya kadar sorun yok.
Amaaaa…
Partisine mensup bir belediye başkanının ulaştığı rekoru, makamında, Urla’nın meydanında, oy verenlerle kutlaması, başkanı onore edip, rekoru taçlandırması gerekmez mi?
Bu eksiklik, işlerin yoğunluğu, ülke gündeminin ağırlığı, dış ilişkilerin sıklığı gibi mazeretlerle affedilir hale gelebilirdi.
Ancak, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, Urla’mızın düşman işgalinden kurtarıldığı tarih olan 12 Eylül’de İzmir’deydi…
Bornova’da toplu açılış törenine katıldı. Sonra Başkent’e döndü…
Hadi diyelim ki Sayın Özel, Urla’nın Kurtuluş Günü’nü bilmek zorunda değil. Peki parti kurmaylarından hiçbirinin de aklına gelmedi mi?
‘Sayın Genel Başkanım, bugün Urla’nın coşku günü. Oraya da gidelim. Hem halkına bir teşekkür borcumuz var onu ödeyelim hem de başkanımızı onore edelim’ diyemediler mi?
Sözün özü; CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i, Urla’ya bekliyoruz.
Urla halkının hakkı bu…
Partinin oy rekoru kırdığı ilçe yaşayanları bunu hak ediyor.
Gelin Sayın Özel Urla’ya hem Başkan Balkan’ı onore edin hem de rekoru taçlandırın lütfen…
Xxxxx
Kaymakam Bey keşke siz gitseydiniz
İçinde bulunduğumuz ayın ilk günlerinde Urla 80. Yıl Gazi Orta Okulu’nda öğrenim gören Serhat Peksert ve İhsan Aksu isimli öğrenciler, sokakta buldukları, içerisinde muhtelif miktarda para ve altın bulunan çantayı polise teslim ederek örnek bir davranış sergiledi.
Bu alkışlanacak, takdir edilecek bir davranış…
Kaymakamımız Sayın Mustafa Gözlet de bu öğrencileri makamına davet ederek kutladı, çeşitli armağanlar verdi.
Özünde bu da gayet yerinde bir davranış…
Ancak keşke Sayın Kaymakamımız öğrencileri makamına çağırmayıp, okullarına gitseydi…
Okulun merdivenlerine çıkıp, Serhat Peksert ve İhsan Aksu’yu, arkadaşları ile öğretmenlerinin arasında kutlamak hem diğer çocuklara örnek olması açısından daha şık olurdu hem de öğrencilerin gururu artardı…
İskele-Kalabak arası yap-boz yolu
İstanbul’dan Urla’ya dönüş yaptığım 2014’ün yaz aylarında, Kalabak yol ayrımı ile Atatürk mahallesinden geçen Neyzen Tevfik Caddesi’nde hummalı bir çalışma gördüm.
Soruşturdum, ‘Bisiklet Yolu’ yapılacakmış…
Tabii ki çok sevindim, ‘Çağ atlıyoruz’ diye düşündüm…
Zamanın İzmir Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu ve zamanın Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar hem birlikte hem de ayrı ayrı basın toplantılarıyla müjdeyi verdiler…
15 gün sonra yine yolum düştü, baktım ki yapılan yerler bozuluyor, sordum:
‘Bazı yerlerde kaldırımı unutmuşuz, onları denkleştireceğiz’ yanıtı geldi…
Sonra zaman geçti, İzmir’de Tunç Soyer, Urla’da Burak Oğuz başkan oldu…
Başkan Soyer, iyi bir bisikletçi olduğu için güzergahta oynamalar oldu, parkur uzatıldı, iyileştirmeler gerçekleşti…
Bir süre sonra İzmir’de başkanlık koltuğuna Cemil Tugay, Urla’da Selçuk Balkan oturdu…
İşte bu süreçte yolun daraldığı fark edildi, bisiklet yolu söküldü…
Yaa Rabbim… Sen aklıma mukayyet ol…
O, yap-boz yoluna harcanan paraya mı yanayım, bisikletçilerin yolsuz kaldığına mı?
Karar vericileri ilahi adalete havale etmek en iyisi galiba…
Hamileler giremez levhası lazım!
Urla’da son 3 yılda ısınma konusunda bir devrim yaşandı. Önce bunu kabul etmek lazım. Her ne kadar gecikmiş de olsa bir devrimdi doğalgazın gelmesi…
Bunun için geçmiş yönetimlere de mevcut yönetime de teşekkür etmemiz gerekir…
Ama evlere iş yerlerine doğalgaz gelirken açılan yolların, bazılarının henüz kapatılmamasına bazılarının da yama yapılmasına karşı söylenecek sözleri siz okurlarımıza bırakıyorum…
Hoplamadan, zıplamadan, ayakta durmakta zorlanmadan bir toplu taşım içinde durmak çok zor…
Önümüz kış… Yağmur mevsimi olacak inşallah…
O çukurlarda, tümseklerde nasıl yürünecek, araçlar nasıl ilerleyecek göreceğiz…
Kısacası İzmirgaz’ın anlaşmalı müteahhitleri sesimizi duyun, bizi bu azaptan kurtarın…
Esnafa can suyu ister
Yaz bitti, kalabalık kısmen azaldı ilçemizde…
Güneşli günler, uzun gecelerde çarkı döndüren esnafın sıkıntılı günleri başladı…
Bunu da zaten görüyoruz… Birkaç gün önce faal olan bir işyeri bir bakıyorsunuz kepenk indirmiş, camında devren kiralık tabelası…
Kolay değil dört sıfırlı kiraları ödemek…
Bugün 17.002 lira olan asgari ücret yılbaşında artacak…
Üç kişi çalıştıran bir işyerinin sadece eleman gideri 100 binleri aşacak…
Bu sadece personel ücreti…
Kirası, elektriği, suyu, KDV’si, vergisi derken rakamlar fırlayacak…
Kaç esnaf dayanabilir?
Acil destek ve yol açıcı projeler lazım.
Bu da dışarıdan gelecek katma değerle olabilir…
Yöneticilerimiz, istisnasız her hafta bir neden yaratıp, İzmir’i, Ege’yi ilçemize çekmek zorunda…
Kısa hesapla bin kişi gelse, yüzer lira bıraksa günde 100 bin lira girer Urla’nın kasasına…
