Halil Nadas yazdı:

101 Sadece bir sayımıdır? Elbette değil. Cumhuriyetimizin 101. yılına ulaştığımız bu dönüm noktası, sadece tarihsel bir başarıyı kutlamakla sınırlı değil, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonunu yeniden hatırlamak ve geleceğe dair önemli dersler çıkarmak için büyük bir fırsat sunuyor. Cumhuriyetin kuruluş felsefesi, Türkiye’yi çağdaş, demokratik ve özgür bir ülke haline getirmek amacıyla şekillenmiştir. Ancak, bu hedeflerin ne ölçüde gerçekleştiği ve sürdürülebilir kılındığı soruları, bugün her zamankinden daha fazla önem kazanıyor.
Atatürk’ün Cumhuriyet anlayışı, sadece bir yönetim biçiminden ibaret değildi; bu anlayış, toplumu dönüştüren bir yaşam felsefesiydi. Demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet, Cumhuriyetin temel ilkeleriydi ve Türkiye’nin modernleşmesi sürecinde bu kavramlar vazgeçilmez olarak kabul ediliyordu. Ancak, günümüzde bu kavramların günlük yaşamda ne kadar yer bulduğu tartışma konusu. Özellikle demokrasi, sadece seçimlerle sınırlı kalmamalı; halkın katılımı, ifade özgürlüğü ve adaletin varlığıyla sürekli beslenmelidir. Bugün yaşanan siyasi kutuplaşma, ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar ve toplumsal gerilimler, bu temel değerlerin zayıfladığını düşündürmektedir.
Cumhuriyet, sadece dış tehditlere karşı değil, içte de özgürlüğün ve adaletin sağlanması amacıyla kurulmuştur. Bu doğrultuda, Cumhuriyetin 101. yılında, geçmişte verilen mücadelelerin anısını yaşatmak ve bugünkü sorunlara çözüm üretmek için kararlılıkla hareket etmek, hepimizin görevidir.
Atatürk, Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından birini eğitim olarak görmüştü. Genç nesillerin aydınlanması, toplumun modernleşmesi ve bilimsel düşüncenin yaygınlaştırılması, Cumhuriyetin temel amaçlarından biriydi. Ancak bugün eğitim sistemimizde yaşanan eşitsizlikler ve kalitesizleşme, gençlerin potansiyellerini gerçekleştirmesini zorlaştırmaktadır. Atatürk’ün vizyonuna göre eğitim, toplumsal kalkınmanın ve ilerlemenin anahtarıydı. Cumhuriyetin 101. yılı, eğitim sistemimizi daha kapsayıcı, daha eşitlikçi ve daha kaliteli hale getirme ihtiyacını bizlere bir kez daha hatırlatıyor.
Cumhuriyet devrimlerinin en önemli kazanımlarından biri de kadın haklarıdır. Atatürk, kadınların toplumsal hayata aktif katılımını, çağdaş bir toplumun olmazsa olmazı olarak görmüştür. Ne yazık ki, bugün kadınlar hâlâ eşitsizliklerle mücadele etmektedirler. Kadınların ekonomik hayatta, siyasette ve sosyal alanlarda daha fazla yer almaları, toplumun modernleşmesi için kritik bir gerekliliktir. Cumhuriyetin 101. yılı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tam anlamıyla sağlanması için yeni adımlar atılmasını zorunlu kılmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası, sadece geçmişe ait bir başarı değil; aynı zamanda geleceğe dair bir sorumluluktur. Devrimci ruhu canlı tutmak ve Cumhuriyetin temel ilkelerini yaşatmak, sadece geçmişle ilgili değil, bugünü ve geleceği de şekillendirecek bir bilinçtir. Cumhuriyetimizin 101. yılı, genç nesillerin bu mirası sahiplenmesi ve ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşıması için bir fırsattır. Bu süreçte herkesin üzerine düşen görev, Cumhuriyetin kazanımlarını korumak ve bu kazanımları daha ileri taşımaktır.
Unutmayalım ki Cumhuriyet, bir yönetim biçimi olmanın ötesinde, özgür, eşit ve demokratik bir toplumun temellerini atan bir devrimdir.