Ne Amerika ne Rusya

Yazar :

AHMET SARIŞIN YAZDI

Bu sloganı 70’li yıllarda Türkiye’nin bağımsızlığını isteyen, benim de içinde bulunduğum solcu gençler kullanırdık.

Emperyalizme ve faşizme hep karşı durdum. Çünkü emperyalizm başta ABD olmak üzere egemen devletlerin asgari gücü aracılığıyla geri bıraktırılmış yabancı toprakların zenginliklerini zorla ele geçirilmesi, orada kendilerinin yönlendireceği keyfi yönetimler oluşturarak sömürgecilik oluşturmasıdır.

NATO’ya da karşıyım. ABD ve emperyalist ülkelerin kullandığı, insani ve demokrasi adına yaptığı işgaller, müdahaleler hala sürdürmektedir. ABD NATO’yu kendi emperyalist eylemleri için kullanmıştır.  

Türkiye’deki solcu gençlerin yok edilmesi için kontrgerillayı örgütlemiş, yargısız infazlarla işkenceler ile gençleri yok etmiştir.

Demokrasi vadederek Körfez savaşını başlatmış, Irak’ı işgal etmiştir. Daha sonra Suriye…Ancak ne demokrasi gelmiştir ne de bölgesel iktidar.

NATO’nun gelişmesi sırasında NATO’nun yanında yer alırken büyük küresel şirketlerin aracılığıyla Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uygulattı.

Aynı şekilde Türkiye’nin Berlin duvarı yıkılışı öncesinde hazırlanan yeni dünyaya nasıl entegre ederiz planları gibi…

12 Eylül askeri darbesi öncesi yaratılan kargaşayı, oluşturulan kaosu hatırlayalım. Peş peşe gelen koalisyonlar, yükselen anarşi ve ülkedeki yokluk… Sonrası demokrasi, huzur ve sükûneti sağlamak amacıyla “Bizim çocuklar” dedikleri generallerin ve yandaşlarının yaptığı darbe…

24 Ocak 1980 ekonomik kararları ve 1983’te ANAP’ın tek başına iktidar yapılması

28 Şubat Postmodern darbesi ve 1999 sonrası büyük ekonomik kriz…

2016 yılında, ABD’nin düzenlediği taşeron FETÖ örgütüne yaptırmak istediği Askeri darbe girişiminde başarısız olunduğunda Muhalefet ittifakının temellerinin atılması… Hepsi Türkiye üzerine oynanan oyunlar.

Bunları unutmadan büyük güçler arası rekabette Türkiye’nin yeri ve rolünü bilmek gerekir.

Artık ne Amerika ne Rusya sloganının önemi kalmamıştır. Bugün. Rusya ile Çin arasındaki gerilim ve siyasi rekabet, stratejik rekabet sona erdi.

Türkiye Rusya yakınlaşması, son yedi yıldır kurulan ittifak ve buna dayanan dış politika 1945 sonrası Türkiye’nin yaptığı tercihlerden koptuğunu gösteriyor.

Türkiye dünyadaki her büyük gücün ilgi alanıdır.

Her şeye rağmen Türkiye’nin gücü ve değeri artmaktadır. Kafkaslardaki varlığımız, Orta Asya içlerindeki ilgimiz, körfez hattındaki ittifaklarımız, Afrika’daki, Doğu Akdeniz’deki ve Libya’daki çıkarlarımız gibi…

14 Mayıs 2023 seçimlerine giderken, rekabet içine giren birbirleriyle yarışacak olan siyasi ittifakların oluşumu da tesadüf değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan bu seçimlerdeki rekabet, dünyadaki Büyükelçiler arasındaki rekabetin etkisi altındadır.  

Bu nedenle Türkiye’nin dünya üzerindeki siyasi yeri ve rolünü bilmek gerekir.

Dış güçlerin Türkiye’deki seçimlere müdahale etmesi, taraf olması, demokrasimize ve özgürlüğümüze müdahaledir.

Şimdiki sloganımız “Tam Bağımsız Türkiye!” olmalı.  

Etiketler :
Kategori :
GenelaGündemaSiyaset

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir